Kalebodur'la Mimarlar Konuşuyor serisinde Prof. Dr. Abdi Güzer'in bu ayki konukları üniversitede başlayan dostluklarından özgün bir ortaklık modeli kuran Ayşin Sevgi Macit ve Gökhan Aksoy oldu.
Celal Abdi Güzer: Aslında siz ikili olarak katılıyorsunuz ama ikinizin de ayrı ayrı ofisleri var. Bildiğim kadarıyla bir de beraberce iş yaptığınız bir başka ortaklık var. Oldukça özgün bir modeli temsil ediyorsunuz.
Ayşin Sevgi Macit: Aslında planlanmış, organize edilmiş bir model diyemeyiz. Yıllar içerisinde oluşagelmiş bir model.
Gökhan Aksoy: Hatta planlananın tam tersi yönünde gelişmiş şey.
Ayşin (Sevgi Macit) ile üniversiteden sınıf arkadaşıyız. Ayşin’in kendi ofisi var, benim kendi ofisim var. Bu şekilde yolumuza devam ederken bir sohbet esnasında “İstanbul’da ofis mi açsak diye konuşurken bunu ayrı ayrı yapacağımıza hadi riski bölüşelim beraber yapalım,” dedik. Ama bir yandan da ortak olmak istemedik…
…İstanbul’da ofisi ortak kullanırız, giderlerimiz ortak olur diye başladık. Sonra işler iyi gitti.
Celal Abdi Güzer: İşlerin iyi gitmesinden kastın ne? Ticari anlamda mı yoksa sinerjiden çok güzel projeler mi çıkıyor?
Gökhan Aksoy: Daha ziyade ikisi birden…
Ayşin Sevgi Macit: Bence de… İkincisinin büyük önemi var ama ikisi birden de diyebiliriz.
… Bir yarışmaya girmiştik. Onu kazanınca karşımızdaki kurum bizden bir şirket istedi. O şirketi kurarken de aynı ısrarımız sebebiyle bir iş ortaklığı şeklinde kurduk. Fakat sonra başka bir yarışmadan yine benzer bir sonuç çıkınca artık bizim böyle bir şeye ihtiyacımız var dedik.
…O sürece kadar herkesin kendi ofisinde çalıştığı ekiple ortak işleri yürütürken sonra işler büyüyüp de biraz daha kurumsal hale gelmeye başlayınca ortak bir çalışan ekibimiz oluşmaya başladı.
