Arama yaptığınız metin en az 3 karakter olmalıdır.
Örnek: Modernizm, Söyleşi, Mimarlar Konuşuyor

Melkan Gürsel Tabanlıoğlu Kalebodur'la Mimarlar Konuşuyor'daydı

Kalebodur'la Mimarlar Konuşuyor programında Abdi Güzer'in sorularını yanıtlayan Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, uluslararası arenada elde ettikleri başarılardan yeni kitaplarına, Türkiye mimarlık ortamı hakkındaki görüşlerinden projelerindeki ortak nokta "kamusallık" kavramına kadar pek çok konuya değindi.

Melkan Gürsel Tabanlıoğlu sohbette Tabanlıoğlu Mimarlık ofisine katılma sürecini anlatarak başladı. 6-7 kişilik bir ofisten zamanla proje sayısının ve hacminin arttığı bir ofise dönüşme esnasında işleyişi doğru idare edebilmek adına iyi bir yapılanma için çalıştıklarından bahsetti. Sistem oturdukça kendi yaratıcılığının arttığını ve projelere daha çok dahil olduğunu söyleyen Tabanlıoğlu, “Kreatif olarak çok şey hayal edebiliyorsun ama binayı bitirdikten sonra mimar oluyorsun. Hayallerini gerçekleştirememen için pek çok neden var, en başta da işveren. Önce bu ülkede sonra uluslararası arenada başarılar kazanmak burada projelerini kabul ettirme konusunda sana güç sağlıyor. Daha çok proje yapmak ve hepsinde aynı özeni gösterebilmek için arka planda iyi bir organizasyon yapmak gerekiyor.” dedi.

“Yapılan projelerin kent yaşamına ne kattığı önemli.” diyen Tabanlıoğlu İstanbul Modern , Sapphire ve Pegasus Yönetim Binası örneklerini vererek bir projeyi herkesin projesi yapmanın önemini vurguladı.

Kentlerin kaderini yerel yönetimlerin belirlediğinin altını çizen Tabanlıoğlu, değişen yönetimlerle planların da değişebildiğini, çoğu zaman planlama yapılmadan dönüşüm yapıldığını sözlerine ekledi. Otoritelerin mimari görüşlere entegre olabileceği birtakım kurullar olmasının mimarların işini kolaylaştıracağını, bunun hem şehirlere hem de mimarlık ortamına büyük katkısı olacağını belirtti.

2008 yılında RIBA'da düzenledikleri serginin kendileri için bir dönüm noktası olduğunu ve Türkiye'deki mimarlık ortamının yükselmesi için yurt dışının önemini hissettikleri için bu sergiyi yaptıklarını söyleyen Melkan Tabanlıoğlu, Hayati Tabanlıoğlu'nun devlet memuruyken AKM'yi yaptığını, bu süreçte de uluslararası ilişkilerinin olduğuna dikkat çekti.

Abdi Güzer'in “Yaptığınız mimarlıkta bu ülkenin izleri var mı?” sorusunu, “Bana göre iz dediğin yerine göre yapılan iştir. Biz herhangi bir yere Türk mimarisini taşımıyoruz. Bu ülkenin katmanları ve bunun üzerinde oturmanın yarattığı bir pratik muhakkak vardır.” diye yanıtladı.

Transparency and Modernity from Turkey kitabının başlığının nasıl ortaya çıktığı sorusuna ise şu şekilde cevap verdi: “Bu bizim felsefemiz aslında. Çağdaş mimarlığın arkasında duruyoruz ve hiçbir zaman çizgimiz değişmedi. Samimi işler yapmaya çalışıyoruz. Hissettiğin gibi görünmek, göründüğün gibi olmak, mimarlıkta da bunu ortaya koymak... Bunların birleşimini hatırlatan bir başlık diyebilirim.”

Özellikle İstanbul'da kentsel dönüşüm ve mimarlık adına olup bitenleri için çok aceleci davranıldığını, önce doğru planlama sonra dönüşümlerin yapılması gerektiği yorumunu yaptı. Yeni mimarlık ortamının işleyişi için ise “Bu kadar büyük projelerin söz konusu olduğu süreçte genelde kendini kanıtlamış isimlere gidiliyor. Ama ben gençlere inanıyorum. Sadece Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden değil diğer üniversitelerden de çok iyi mimarların yetişeceğine inanıyorum." dedi.

Uluslararası arenada Türkiye mimarlık ortamının kendini iyi bir yerlerde görmesi ve bunu amaçlamasının gerekliliğini savunan Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, mimarların daha üretken olabilmeleri adına daha iyi yaşamaları ve daha çok gezmeleri gerektiğini belirtirken "Türkiye'de olmanın pek çok avantajı var, çok katmanlı bir ülkede yaşıyoruz." dedi.

Söyleşiyi izlemek için tıklayın.

Bu Ayın Bülteninden