Seramiğin ileri dönüşümü, “Kaçış Noktası” serginizin odağına yerleşiyor. Öncelikle bu fikir nasıl ortaya çıktı ve şekillendi anlatabilir misiniz?
Kale Ailesi ile uzun yıllara dayalı bir iş ortaklığımız bulunması sebebiyle her zaman yakın ilişkiler içinde olduk, birçok proje gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu süreçte Kale Grubu’nun her zaman ortaya koyduğu inovatif ve vizyoner yaklaşımın beni çok etkilediğini söyleyebilirim. Bir iç mimar ve tasarımcı olarak, Kale Grubu ile benzer yapıda olduğumuzu düşünüyorum, bu nedenle iş birliklerimiz hep güzel sonuçlar doğurdu. Bu sergi fikrinin ilk tohumları 2020 yılı başlarında, tam da pandemi dönemine girdiğimiz aylarda ortaya çıktı. Kalebodur ile görüşmelerimiz sırasında benim soyut geometrik çalışmalarımın seramik üzerine uygulanabilirliği konusu gündeme geldi. Konu üzerinde uzun sohbetler ettik ve sergiyi Kalebodur ailesinin genç, dinamik ve inovatif ürünü Kalesinterfilex ile üretimde ortaya çıkan atık parçalar ile yapmaya karar verdik.
Kalebodur’un inovatif ürünü Kalesinterflex’in üretiminde ortaya çıkan atık malzemeler sergi kapsamındaki üretimlerinizin ana materyallerini oluşturuyor. Bu atık malzemelerin geri dönüşüm hikâyesini sizden dinleyebilir miyiz?
Son yıllarda insanların atık konusundaki farkındalığı daha önce hiç olmadığı kadar gelişmiş durumda. Bunun en büyük sebebi ise müthiş bir israf dalgası ve önümüze gelen ya da bize sunulan her şeyin tek seferlik olarak olması. Yani bir ‘kullan- at‘ dünyası içindeyiz. İlk başlarda hepimize çekici gelen bu yaşam biçiminin aslında ne kadar tehlikeli ve doğa dışı bir kavram olduğunun farkına varmış durumdayız. Atık malzemenin zenginliğini tekrar keşfetmenin ve sürdürülebilirliğin tek kaçış noktamız olduğu zamandır bu zaman…
Üretimleriniz “İyi Bak Dünyana” misyonuyla, sürdürülebilir fikirleri sahiplenen disiplinlerarası üretim ve buluşma platformu Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM) ile nasıl bir diyalog kuruyor?
Kale Grubu’nun başlatmış olduğu ‘İyi Bak Dünyana’ hareketinin ve bu kapsamda KTSM’nin öncü rolünün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Benim çalışmalarımla da şöyle bir diyalog kurduğunu fark ettim: Yaptığın işe umutla ve heyecanla başlamak, karşılık beklemeksizin içten yapmak, paylaşımcı olmak, zararsız ve faydalı işler yapmak, bir anlam kazandırmak ve de dünyaya iyi bakarak geleceğe bir iz bırakmak...
Resimlerime hep mutlu ve umutlu olarak başlarım, bir oyuna başlar gibi… Boş bir tuvali oyun alanım olarak görürüm ancak o günkü oyunuma nasıl ve nereden başlayacağımı bilemem.. Sadece kullanacağım renklere ve genel olarak temama karar veririm, kompozisyon ise süreç içinde gelişir, aynı bir çocuğun o günkü oyununa, temasını seçip doğaçlama başlaması gibi...
Genellikle muzur, gülümseten bazı simgeler ya da bazı mimari figürler kullanırım, aynı bir çocuğun oyun içinde birşeyleri gizlemesi, bir diğerinin araması gibi.. Önce saklar sonra ararım. Bu açıdan baktığımda umutlu olmaktan vazgeçmem, resimlerimde hata yaptım diye bir şey yoktur, her zaman gidilecek başka bir yön, başka bir nokta bulurum.
Hayatta da her zaman farklı bir yön ya da başka bir yan yol olduğunu düşünüyorum. Başımıza kötü olarak nitelendirdiğimiz bazı şeyler geldiğinde, bu neden benim başıma geldi demektense, bununla nasıl hareket edebileceğimi, herşeye iyi tarafından bakmaya, olumlu taraflarını düşünmeye çalışıyorum.
Peki “Kaçış Noktası” sergi adınız nereden geliyor?
Kaçış Noktası’na iki türlü bakabiliriz; Öncelikle benim için her nokta ya da her çizgi bir başlangıç noktasıdır, ancak kompozisyonlarım kaçış noktaları ile doludur ve bunların bir kısmı resmin içinde iken bir kısmı dışındadır ve nerede oldukları bilinmezler. İkinci olarak; resim yapmak bir kaçıştır. Çalışmalarımın her biri o süreçte reel dünyadan uzaklaşarak, bir nevi bulunduğun o andan çıkarak yeni bir hayali süreç içine girmektir. Bu temelde bir kaçıştır, kaçış noktasıdır.
Kalesinterflex için de aynı durum söz konusu. Kalesinterfilex yapısal bir ürün. Sanat için tasarlanmamış, çok önemli teknolojik özellikleri olan, standartların ötesinde inovatif bir yapı ürünü. Bu sergi Kalesinterfilex için de yepyeni bir kaçış noktası oluşturacağından bir sergi ismi için bundan daha güzel bir isim bulamazdık sanırım…