Arama yaptığınız metin en az 3 karakter olmalıdır.
Örnek: Modernizm, Söyleşi, Mimarlar Konuşuyor

Kalebodur Genç Mimarlarla Konuştu

Genç mimarların buluştuğu Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor’da Onat Öktem, Gökhan Aksoy, Fatih Yavuz, Can Sucuoğlu, Elif Ensari, Kutlu Bal ve Emre Şavural’ın katılımıyla kent mekanı ve mimarlık, Türkiye ortamında mimarlığın üretilme koşulları ve bunun uluslararası ortamlara eklemlenme biçimi gibi konular üzerine bir tartışma gerçekleştirildi. Abdi Güzer, sözü genç mimarlara bırakarak öne çıkarmak istedikleri konularla ilgili serbest bir konuşma ortamı yarattı.

Sözü ilk alan Emre Şavural “Bizim son dönemde önemsediğimiz nitelikli ürün arayışının alışılagelmiş proje üretme yöntemleri dışında, çoklu zihnin probleme kafa yorduğu yöntemlerle olabilmesi önemli bir durum. Uluslararası ortamla aramızdaki en büyük farkın, onların ulaştığı nitelik ve bizim ulaşmayı hayal ettiğimiz niteliği yaratan problem olduğuna inanıyoruz.” dedi. Yurtiçi ve yurtdışında farklı ekiplerle işler yapma çabalarının aslında bu problem tespitinden kaynaklandığını ve bu coğrafyada nitelikli ürün arayışı devam edecekse, bu yolla yapılacağına inandığını belirtti.

Kutlu Bal, genç nesli temsil ediyor gibi gözükseler de aslında hepsinin modernizmin Türkiye’deki etkileri üzerinden açıklanabilecek katı bir ahlak anlayışıyla eğitim aldıklarını belirtti. Ve bu farkın onların adına mutluluk verici olduğunu düşündüğünü ifade etti. Tasarımın tartışılabilir bir zemine getirilebilmesi için mümkün olduğunca keyfi ve sebepsiz durumlardan uzak, rasyonel bir zihinden çıkması gerektiğini söyledi.

Sadece farklı mimarlık ekipleriyle değil farklı alanlardaki ekiplerle çalışmanın zenginleştirici bir süreç olduğunu ve projenin başından beri tüm disiplinlerle birlikte çalışmanın çok besleyici olduğunu anlatan Elif Ensari, bu şekilde çalışabildiklerinde ortaya güzel işler çıktığını ve bunun genç tasarımcıların sahip olduğu bir avantaj olduğunu dile getirdi.

Konuşmaya devam eden Can Sucuoğlu, mimarlar olarak iş modeline çok geleneksel bakıldığını, kağıt üzerinde çok yaratıcı olduklarını fakat bina tasarlarken bunun yeterince ortaya koyulamadığının altını çizdi. Mimarların tasarım için araç üretebileceklerini ve bazen de işverenlerin kendilerinin mimar olmaya başlayabileceklerini söyleyerek mimarlığın sınırlarının açılabileceğine değindi.

Genç mimarlardan Fatih Yavuz ise mezun olduktan sonra herkesin bir ofis çatısı altına girip sonrasında kendi sistemini kurmaya çalıştığı bir hikayenin içinde olduğunu ve bu durumu avantaja dönüştürebilenlerin yeni sonuçlara ulaşabildiğini belirtti.

Gökhan Aksoy yarışmaların eskisi gibi genç ekiplerin iş alabilmesi için tek yöntem olmadığına ve günümüzde iş verenlerin de daha yenilikçi fikirlere sahip olduğuna değindi.

Onat Öktem de ofislerin küçüklük ve büyüklük oranlarının göreceli olduğunu ve dünyada bir çok ofisin yaratıcı ekipleri bir araya toplayabildikleri metotlarla çalıştığını, böylelikle normalde beraber çalışma fırsatı bulamayacakları insanlarla bir araya geldikleri için esas büyük ofislerin onlar olduğun söyledi. Farklı gruplarla, farklı şekillerde çalışabilen ekiplerin çok farklı imkanlar sunduğunu, artık sınırların kaybolduğu 21. yüzyılın bize sağladığı en büyük avantajlardan birinin bu olduğunu dile getirdi.

Söyleşinin tamamını buradan izleyebilirsiniz.

Bu Ayın Bülteninden