Merkezi bir alanın etrafına, birbirinden ayrı parçaların sıralanmasıyla organize edilen mekan, bölgedeki yerleşim dokusundan ilham alıyor. Yapının içine yerleşen iki ayrı performans salonunda seyirciler ve aktörler arasındaki iletişimi ve oyunlardaki karşılıklı deneyimi kuvvetlendirecek yenilikçi bir oturma düzeni uygulanmış. Seyirci koltukları duvarlardan ayrılarak salon içindeki sirkülasyon alanı çoğaltılmış. Buna ek olarak sahneyle zemin arasında da kesintisiz bir geçiş sağlanmış, bu sayede sahnenin sınırları ortadan kaldırılıyor ve aktörler performansı salonun tümüne yayma imkanına sahip oluyorlar.
Her iki salon da hem prova mekanları hem de kamusal alanlarıyla merkezi buluşma alanı olan ana lobiye açılıyor. Lobinin ahşap kafes sistemden oluşan hafif strüktürü, şeffaf yüzeylerle birlikte yapının çevresiyle kurduğu görsel bağlantıya katkı sağlıyor. İyi havalarda lobi tümüyle dış mekana açılarak yapının çevresindeki parkla doğrudan birleşiyor. Böylelikle kamusallık vurgusunu da kuvvetlendiriyor.
Fotoğraflar: © Steve Hall