Aalto, Amerikan üniversitelerinin yerleşke ilkelerini örnek aldığı Jyväskylä Üniversitesi’ni, eğitim yapıları, merkezi spor sahası ve ağaçlı dolaşım yollarını içerecek büyük bir U biçiminde düzenledi. Bir iç avlu oluşturan bu alan, araç trafiğine kapatılarak tamamen yayalaştırılmış. Her bina hem dışarı hem de avluya açılan ikişer adet girişe sahip.
Kampüs bir bütün olarak zaman içinde aşamalı olarak inşa edilmiş bir topluluk izlenimi vermek için yaratılmış. Bu anlamda Aalto İtalyan şehirlerinden ve aynı zamanda Antik Yunan'dan etkilenmiş. İdeal Zihin ve beden, bilgi ve atletizm, mantık ve doğa gibi birkaç güzel armoniyi bünyesinde barındırmayı amaçlayan ideal antik Yunana kentlerini örnek alan mimar, eğitim alanlarının ortasına bir spor salonu yerleştirerek, bu ideali yansıtan, doğa ve mantık arasında bir denge arayan kurgu oluşturmuş.
Yerleşkeye bir toplantı ve konser salonunun da dahil edilmesi ile Jyväskylä Üniversitesi, kentsel dokuya sadece akademik bir tesis olarak değil, aynı zamanda kamusal ve entelektüel merkez olarak da entegre edilerek, eğitimin ötesinde de kamu yararlarının sağlanmasına olanak sağlıyor.