Aedas Architects'in Abu Dabi için tasarladığı Al Bahar Towers, “masharabiya” adı verilen bir gölgeleme sisteminden esinlenilerek hazırlanan hareketli cephesiyle dikkat çekiyor.
Haziran 2012'de tamamlanan 145 metre yüksekliğindeki kulelerin “masharabiya” gölgeleme sistemi Aedas Architects'in sayısal tasarım ekibi tarafından geliştirildi. Sistem, çok sayıda üçgen biçimli güneş filtresinden oluşuyor ve hareketleri bilgisayar ile kontrol ediliyor.
Fiberglas ile yapılmış bir şemsiyeyi andıran üçgenler, kulelerden iki metre uzaklıkta bulunan cepheden bağımsız bir çerçeve üzerine yerleştirilmiş. Cephelerin dışını saran bu duvar, güneşe karşı bir perde işlevi görüyor. Güneş ışınlarını algılayan üçgenler kulelerin ısı ve ışıktan korunmasını sağlıyor. Sabahları güneşin doğuşuyla kapanan paneller güneş batmaya başladığında ise açılıyor.
Aedas Architects'ten Peter Oborn tasarladıkları gölgeleme sistemini: “Geceleri tüm paneller katlanıp kapanacak ve böylece cephenin daha büyük bir bölümü görülebilecek. Sabah güneş doğmaya başladığında kulelerin doğusundaki paneller kapanmaya başlıyor ve güneşin hareketine paralel olarak diğer paneller de onları izliyor.” şeklinde açıklıyor.
Bu perdenin ısı kazanımını en az %50 oranında azaltacağı ve iklimlendirme için gerekli olan enerji miktarında da düşüş sağlayacağı tahmin ediliyor. Sistemin ışık filtreleme özelliği de mimarların cephede kullanacakları cam konusunda daha seçici olabilmelerine imkan tanıyor. Oborn; “Perde, cephede daha çok ışığın içeri girmesini sağlayan doğal renkli cam kullanımına olanak veriyor. Böylece yapay ışığa fazla ihtiyaç kalmıyor.” diye ekliyor.
Projenin sürdürülebilir mühendisliği ile duyarlı kentsel ve kültürel yaklaşımı sayesinde kuleler Yüksek Yapılar ve Kentsel Yaşam Alanları tarafından 2012 Yüksek Yapılar İnovasyon Ödülü'ne layık görüldü. Jüri üyesi Chris Wilkinson; Al Bahar Towers'ta uygulanan bilgisayar kontrolüyle güneş ısı ve ışığını ayarlayabilen sistemin daha önce bu ölçekte yapılamadığını ifade ediyor.
Fotoğraflar: ©Aedas
