EAA-Emre Arolat Architects tarafından 26 Mart'ta Eyüp Belediyesi Nikah Salonu ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelin konusu Taksim'di. Kalebodur sponsorluğunda gerçekleşen etkinlikte Aykut Köksal, Cengiz Aktar, Korhan Gümüş, Yelta Köm ve Betül Tanbay konuşmacı olarak yer aldı.
Emre Arolat moderatörlüğü'ndeki panele öğretim görevlileri Ido Avissor ve Marcus Kempers ile öğrencilerinden oluşan ekibin yanı sıra Türkiye'deki mimarlık fakültelerinde öğrenim gören öğrenciler de ilgi gösterdiler. Emre Arolat, kişisel olarak çok uğraşmasına rağmen şu an Taksim'de ne olduğunu bilmediğini, sürecin çok kapalı ilerlediğini söyledi. Taksim projesiyle ilgili gerçek anlamda bir protesto ya da tepki olmadığına da dikkat çekti.
Panelistlerden ilk söz alan Taksim Platformu üyesi Betül Tanbay, “Taksimli olarak buradayım” diyerek başladığı konuşmasında, projenin tartışılması ve halkın bilgilendirilmesi gerektiğini savundu. “Bugün Taksime baktığımızda barış süreci yaşayan bir ülkenin meydanından ziyade bir savaş alanı görüyoruz.” diyen Tanbay, bireyi yok sayan bir dayatmayla Taksim projesinin devam ettiğini söyledi.
“Türkiye, Avrupa'dan daha kentleşmiş, kırları terketmiş bir ülke.” diyen Cengiz Aktar konuşmasında, hızlı kalkınma durumunu siyasi bir bakış açısıyla Taksim üzerinden ele aldı. Konut, enerji ve büyük altyapı projelerinin yoğun işgücü kullanarak istihdam ihtiyacına yanıt vermesinin hükümetlerin kalkınma hamlelerinin temelini oluşturduğunu belirten Aktar, dünyada yıllardır yapılan hataların Türkiye'de tekrarlandığını söyledi. Uzmanların dal-çık tünellerin işe yaramayacağını söylemesine rağmen yapılmaya devam ettiğinin altını çizerek “Taksim trafiğini rahatlatacak ama Harbiye ve Şişhane'yi etkileyecek. Proje şeffaflıktan ve denetlemeden yoksun, düzensiz bir şekilde ilerliyor.” şeklinde konuştu.
Mimar Aykut Köksal ise konuşmasına 19. yüzyıl itibariyle Taksim'in gelişimini tarihsel bir süreçte ele alarak başladı. AKM'nin varlığının Taksim için koruyucu bir güç olduğunu söyleyen Köksal, Taksim için çözümün kolay olmadığını fakat farklı bakış açılarının ele alınmasıyla çözüm üretilebileceğini belirtti. Aykut Köksal “Gezi Parkı, Türkiye'deki oluşum açısından geçmişten yüklendiği anlamını yitirmişti, meydan üzerinden yeniden projelendirilmeli.” diye konuştu.
Korhan Gümüş ise “Taksim'de uygulanmaya çalışılan projelerde denemeye, değişime, yeniliğe açık hiçbir yaklaşım yok.” diyerek sözlerine başladı. Taksim'le ilgili geçmişte yaptıkları çalışmalardan bahseden Gümüş, “Kent müzesi yapmaya inşaatla başlanmaz, fikirle başlanır.” diye devam etti. Taksim'e cami ya da kışla yapmak isteyenlerin de fikirlerini önemsemenin ve herkesin haklı olduğu modelden vazgeçilmesinin gerekliliğini vurguladı.
Yelta Köm ise Herkes İçin Mimarlık Platformu tarafından düzenlenen atölyeler ve çalışmalardan örnekler sundu. Geliştirdikleri fikirleri topluma aktardıklarını ve sosyal medyada “Taksim değişiyor, farkında mısınız?” mesajı verdiklerini söyledi. Bu fikirlerden Gezi Parkı Şenlikleri ve “Taksim için sana soran oldu mu?” projesiyle ilgili videoları gösterdi.
