Arama yaptığınız metin en az 3 karakter olmalıdır.
Örnek: Modernizm, Söyleşi, Mimarlar Konuşuyor

Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor’un Konuğu David Chipperfield ve Eric Owen Moss’tu

Kalebodur'un 2013 yılından beri gerçekleştirdiği Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor söyleşi dizisinin bu ayki konukları David Chipperfield ve Eric Owen Moss’tu. Söyleşilerin kısa birer parçasını aşağıda okuyabilirsiniz.

David Chipperfield Söyleşisi:

Celal Abdi Güzer: Anladığım kadarıyla, siz Türkiye'de en çok takdir edilen yabancı mimarlardan birisiniz. Çağdaş Britanya mimarlığını oldukça özgün bir yerden temsil ediyorsunuz, Britanyalı mimarları düşündüğümüzde ve Foster, Rogers ve belki Alsop ile kıyaslandığınızda da. Örnekleyecek olursak, siz mimarlığın daha kavramsal yönüyle ilgilisiniz, belli bir biçimsel bağlılıktan sıyrılmış, bu anlamda da daha bağlamsal belki de. Kendinizi çağdaş mimarlık sahnesinde ve Britanya mimarlığında nasıl konumlandırıyorsunuz?

David Chipperfield: Kingston School of Art ve Architectural Association'da okudum. Daha sonra kendilerine büyük bir hayranlık duyduğum Richard Rogers ve Norman Foster için çalıştım. Daha sonra da kendi mimarlık pratiğime başladım. Gerçekleşen ilk üç yapım Japonya'daydı. Diyebilirim ki, mimarlığımın yüzde doksanı İngiltere'nin dışında gerçekleşmiştir, son otuz yılda.

Celal Abdi Güzer:Kırkı aşkın ülkede… Biyografinize baktığımda öyle yazıyordu.

David Chipperfield: Öyle görünüyor, evet. Geçmişim İngiliz, ben İngiliz'im, formasyonumun da açıkça oralı olduğu görülüyor; ancak profesyonel tecrübemin son derece uluslararası olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle şunu söyleyebilirim ki bilinçli bir şekilde kendimi Britanya mimarlık sahnesiyle ilişkilendirmiyorum. Bazı yönleriyle de Britanya mimarlığından kopmuş olduğumu da söyleyebilirim; çünkü seksenler ticari açıdan, hatta kültürel açıdan da zor zamanlardı. Bilirsiniz, Margaret Thatcher'in o dönemde kültür üzerindeki etkisi büyük ve radikal bir kesinti ile sonuçlanmıştı. Sanatçılar ve yaratıcı endüstriler de bundan etkilenmişti. Bu nedenle oldukça olumsuz bir dönemdi aslında.

Celal Abdi Güzer: Bu durum aynı zamanda yeni bir mimarlığın ortaya çıkışının da habercisi olmadı mı? Prens Charles ile birlikte Krier'ı, postmodern tartışmaları düşününce…

David Chipperfield: Şu doğru ki erken bir dönemdi ve evet yetmişlerin sonu seksenlerin başında öyle garip bir dönem yaşandı. İngiltere'de Thatcher yönetimiyle, tesadüf o ki çok sert politik koşullar altında ve ekonomi bakımından zor zamanlar yaşandı. Aynı zamanda şunu da söylemek gerekir ki bu dönemde modernizmin sonu gelmişti. Adına daha sonra postmodernizm diyeceğimiz, tekrar tarihe bakmak gibi çok ilginç bir yönelim gündeme gelmişti. Bu ilginç bir dönemdi, çünkü inanılan hemen her şey artık yerle bir olmuştu. Ancak tarihe yönelen yeni bir inanç ortaya çıktı. Le Corbusier, Aalto ve Mies gibi mimarlığın kahramanlarıyla gelen, eğitimimizi şekillendiren standart formül genişlemeye başladı. Meşruiyeti kabul edilmiş, referans alınan mimarlar menüsü dikkate değer biçimde genişledi. Bu dönemde bir anda, mimari stil, biçim, kent ve tarih üzerine tartışmalarda yeni bir enerji ortaya çıktı. Bu doğru, çok ilginç bir dönemdi.

David Chipperfield söyleşisinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Eric Owen Moss Söyleşisi:

Celal Abdi Güzer: ABD'den geliyorsunuz; ancak özellikle Kaliforniya'dan olduğunuzu belirtmek gerek, tabii LA (Los Angeles) çok farklı; çünkü buradan bakınca özgürlük ve yaratıcılıkla ilişkilendiği görülüyor. Bu merkezlerinden biri, belki New York ya da başka bir şehirle yarışıyor olabilir. Mimarların çoğu ise, özellikle de gençler Los Angeles'ta çalışmanın bir ayrıcalık olduğunu düşünürler. Demek istediğim, LA'de çalışan mimarların ayrıcalıklı bir konumda oldukları düşünülür. Yaratıcılığa açık müşterilerin olduğu... Ya da diyelim ki, bir projede sizin için limitler alışılagelenden daha geniş ya da esnek olabiliyor. Bu doğru mudur?

Eric Owen Moss: Los Angeles özel bir şehir, ancak sadece bu sebeplerden ötürü değil tabii ki. Felsefi açıdan düşünürseniz, yaşadığınız yer ya da çalıştığınız yer çoğunlukla sizin kim olduğunuzu da belirler, bu bir şey. Eğer orada bulunan insanlar işin ne olduğunu belirlemeye başlarsa, bu da başka bir şey. Bu çok eski bir felsefi tartışmadır: İşin içeriğini çevre mi belirler yoksa işi yapan insanlar mı işin içeriğinde belirleyicidir? Dürüst olmak gerekirse, bence Los Angeles'ta yalnızca birkaç tane alışılagelmişin dışında insan var. Benim tercihim ise, yaptıkları işin bağlamından ziyade, bireylere atıfta bulunmak. Bu insanlar Los Angeles'ta özel işlere imza atmışlardır. Bir yandan da tabii şehrin doğası itibariyle gelen bir faktör var. Şehrin bu doğal yapısı ise, sizin şehriniz gibi, İstanbul gibi bir şehirle yan yana düşünüldüğünde, ki tarihi binlerce yıl öncesine dayanır, Los Angeles'a gelince, tarihini anlatmaya kalksanız yirmi dakika sürer.

Celal Abdi Güzer: Siz bu hususta "küçük çocuk" benzetmesini yapıyorsunuz hatırladığım kadarıyla, İstanbul veya Pekin ile karşılaştırdığınızda.

Eric Owen Moss: Evet, genç bir şehir. Genç Türk mimarlar, LA'de çalışmak istiyorlarsa şimdi gelmeliler. Çünkü düşünüyorum da Los Angeles'in geleceği önünde, geçmişinde değil. Bu anlaşılabilir bir durum, öyle bir zaman geldiğinde ve bilirsiniz, Rafael'in Palazzo'sunun yanında bir proje yapma yüküyle karşı karşıya değilsiniz Los Angeles'ta, çünkü Rafael'in Palazzo'su diye bir şey yok orada. Bu nedenle de farklı türden projeler yapma esnekliği söz konusu. Sizden önce yapılanlara dikkat etme zorunluluğu o kadar da önemli değil. Çünkü zaten arkanızda, sizden öncesinde yapılmış birçok şey var. Bir taraftan da mimara bağlı bir durum, birtakım değişiklikler yakalarsınız ama alışılmışın dışında da işler yapabilirsiniz.

Eric Owen Moss söyleşisinin tamamına buradan erişebilirsiniz.

Çeviri: Cansu Cürgen

Bu Ayın Bülteninden

f103a0218623a486470169444f111fe3 (1)
Proje

Avlunun Etrafındaki Örüntü

Peripheriques Architectes, Fransa’nın Rennes şehrinde yer alan Biopole Biyoteknoloji Kuluçka Merkezi'ni tasarladı. Yapının cephesi çizgisel bir elemanın tekrarı ilkesiyle şekillenmiş. Cepheye bütünsel olarak bakıldığında bu çizgisel elemanlar hareketli bir desen oluşturmuş.

İncele Angle Right