Yapıda mekansal organizasyon farklı kotlarda birbirini dik kesen iki dikdörtgen kütle ile kurgulanmış. Bu durum yapının dolaşım şemasını da şekillendiren temel bir karar olarak öne çıkıyor. Binaya ulaşım yol tarafında, insan ölçeği göz önüne alınarak kurgulanmış peyzaj alanından sağlanıyor. Öte yandan yapı araziye L biçiminde yerleşerek arka tarafta oluşan park alanını çevreliyor.
Tasarımda olası deprem yükleri göz önüne alınarak oluşturulan perde duvarlar, yapının açıklıklarını da belirliyor. Çalışma alanlarında mümkün olduğunca çok doğal ışıktan faydalanılmak istenirken doğu ve batı yönlerinde çelik gölgelikler gün ışığını kontrol ediyor. Dik kütlelerin kesiştiği bölgede ise farklı alanlar ve programlar arasında görsel ilişki kuruluyor. Çatı ışıklığı burada, yapının dikey ve yatay kütle ilişkilerini ışıkla çözümlüyor.
Uzun bir konsol olarak çalışan üst katta çalışma ve toplanma alanları bulunuyor. Hem yola hem de arkadaki peyzaj alanına doğru taşan yapı, beton, çelik ve camın bir araya geldiği net çizgilerle tanımlanmış. Yere uzanan taşıyıcı kolonlar da cephede ve peyzaj alanında belirli bir ritim kuruyor.
Fotoğraflar: © Jesús Granada
