Linda Pace Vakfı’nın giderek büyüyen koleksiyonuna ev sahipliği yapacak olan merkezde, bölgedeki yaratıcı topluluk üretimleri ile yerel ve uluslararası sanatçıların çalışmalarına da yer ayrılacak. Sanat merkezini inşa etme fikri bundan on iki yıl önce sanatçı ve filantrop Linda Pace tarafından ortaya atılmış. Yaklaşık 1.300 metrekare alana sahip merkezin tasarımına ise güneybatı Amerika’daki İspanyol kolonicilerinin 16. yüzyılda kurduğu misyoner yerleşimler ilham olmuş.
David Adjaye tasarımda Linda Pace’in hem topluluğu ve ziyaretçileri kendine çekecek hem de bölgenin coğrafi özellikleriyle iletişim kuracak mücevher gibi bir strüktür yaratma arzusunu izlediğini belirtiyor. İki fener strüktürün üzerinde yükseliyor ve galerilerin içine doğal ışık alırken aynı zamanda çatı çizgisine hareket katıyor. Kütle ise yakut pırıltısına sahip kırmızı renkli hazır beton ile kurgulanmış. Zeminden itibaren ilk on metrelik yükseklik, yoldan geçenlerin temas edebileceği cilalı yumuşak bir yüzeyken üst kotlarda kırmızı cam parçalarıyla bezenmiş sert, keskin bir yüzey bulunuyor.
Müzenin yanı başında bir heykel bahçesi yer alıyor ve yine kırmızı renkle tanımlı dolaşım aksı, bahçeyi müzeye bağlıyor.
Fotoğraflar: © Dror Baldinger