Organik mimari adını verdiği yaklaşımla üreten Wright, biçim ve işlevin, çevre ve insanın, mimari ve doğanın bir arada olduğu tasarımlar yapmaya inanıyordu. Bu yaklaşımın izini, Amerikan konut mimarisinin medar-ı iftiharı Fallingwater projesinde sürmek mümkün.


1991'de Amerikan Mimarlar Enstitüsü (AIA) tarafından "tüm zamanların en büyük Amerikan mimarı" unvanıyla onurlandırılan Wright, tasarımlarının etki alanı ve kurduğu özel okulda eğitmenlik yaparak geçirdiği uzun yıllar sayesinde, dünya çapında etki sahibi olmuş, yirminci yüzyıl mimari hareketlerinde kilit bir rol oynamıştır.

Frank Lloyd Wright, yeni yapı teknolojilerini herkes için daha erişilebilir hale getirmeye çalışan, mimari üretimde zanaata vurgu yapan, biçimsel olarak olmasa da, kurgusal olarak doğadaki bütünlükten ilham alan, ileri görüşlü üretimleri ile Amerikan mimarisini meşhur eden önemli bir aktör. Nitekim yıllar içinde, Wright’ın New York'ta bulunan Solomon R. Guggenheim Müzesi ve Pennsylvania'daki Fallingwater gibi yapıları dünyanın dört bir yanından ziyaretçi çeken, özgün işlevlerinin ötesine geçen birer kültür mirası haline geldi.