Kalabalık bir caddede bulunan dar ve küçük alanda biri ibadet diğeri sosyalleşme olmak üzere iki farklı mekan isteniyordu. Wright, çözüm olarak başka hiçbir ibadethaneye benzemeyen bir kilise önerisi sundu.
Tasarımının cesur sadeliği ve alışılmadık malzeme kullanımıyla Wright, modern ve anıtsal bir kamusal yapı yarattı. Malzeme olarak sadece betonarme kullanımı nedeniyle 1905-1908 yıllarında inşa edilen Unity Temple, birçok kişi tarafından dünyanın ilk modern binası olarak kabul ediliyor.
Kilise kulesi ile cenneti vurgulamak yerine, "bir buluşma yeri olarak kullanıma uygun, insanın kendisini Tanrı aşkına adayabileceği bir insan tapınağı" inşa etmeyi tercih etti. Tapınağı binanın merkezinde konumlandırdı ve bir koridorla topluluk merkezine bağlanan iki parçalı bir bina olarak tasarladı.
Ana caddede bulunmasından dolayı pencerelerden gelen gürültüyü azaltmak için sokak düzeyinde pencere bulundurmayan Wright, doğanın renklerinden esinlenerek yeşil, sarı ve kahverengi tonlarında vitraylı tavan pencereleri kullandı.