Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor serisinde Celal Abdi Güzer, MX3D’nin yürütücüsü Gijs van der Velden ile robotik tasarım ve üretim süreçlerinin işleyişini ve gelişimini yorumladılar.
Celal Abdi Güzer: Pek çok açıdan özel birisiniz. Mimar değilsiniz, mesela. Teknik bir alandan da gelmiyorsunuz hatta. Hukuk okudunuz. Uzun yıllardır da tasarım meseleleri üzerine çalışmaktasınız. Kendi şirketinizi yönetmeye başladınız, ortak oldunuz. Şimdilerde ise robotik tasarım alanıyla ilgilenmektesiniz. Son derece güncel bir mesele olduğunu söylemeliyiz. Birden fazla anlamı da var aslında bu alanın.
Gijs van der Velden: Dijital tasarım döngüsü, dijital olarak tasarlayabildiğiniz, üretebildiğiniz, her veriyi kaydedip bunları sürecinizi geliştirmek için kullanabildiğinizde kapalı bir döngü haline gelebiliyor. Bunu yapabildiğinizde ise, mevcut yapım süreçlerinden farklı olarak zaman içinde biz insanların yardımı dahi olmadan gelişebilen bir süreç elde edebiliyorsunuz.
Celal Abdi Güzer: Bu sadece yapım süreçlerinde değil, tasarlama biçimimizde, tasarım hakkındaki düşüncelerimizde, organizasyonumuzda da radikal dönüşümler olması demek.
Gijs van der Velden: Evet, özellikle de son kısım, yani her şeyi bir araya getirmeden bahsedecek olursam yapım sürecinde tüm girdilerin ve paydaşların gerçekten tek bir makine gibi çalışabilmesi, artık BIM sistemleri ve dijital tekniklerin kullanımıyla mümkün hale geliyor.
Celal Abdi Güzer: En başa dönecek olursak, tüm bunlar anladığım kadarıyla Joris Laarman Lab’de başladı.
Gijs van der Velden: Evet, bu doğru. Okuldan sonra hemen iş bulamadım. Ben de Joris Laarman Lab’de sadece mobilyalarını yapmak üzere işe başladım. Zaman geçtikçe, böylesi yenilikçi bir ortamda çalışmanın aynı zamanda da eğlenceli olduğunu gördüm. Bana bu süreçlerin nasıl olması gerektiğini iyi öğretti. Şanslıyım ki, benimde geçmiş eğitim bu süreçte tasarımcılar ve işi yapanlarla ortak çalışma ve bütçeye dair konuları bir araya getirmede işe yaramamı sağladı. O zamandan beri de bu işi yapıyorum. Her şeyi bir araya getiren ve fuarlarda, galeri ya da müzelerde yenilikçi işlerin çıkarılmasını sağlayan “gerçekleştirici” rolünü üstlendiğimi söyleyebilirim.