Zemin katta; doğu tarafında Viktoryen Gotik stildeki tarihi yapı yer alıyor. Meydanın karşısında, batı tarafında ise 1930’lardan 40’lara kadar inşası süren, Mumbai’nin modern gelişimini ve art deco mimarisini yansıtan yapı yer alıyor.
Tarihi yapının restorasyonu ve modern bir sanat galerisine dönüşümü, tarihi özelliklerin korunması ve modern elementlerle birleşimi açısından titizlikle yürütülmesi gereken bir süreç olmuş. Tasarım sürecindeki odak noktası ilk etapta, modern sanat galerisini taze ve modern estetikle donatırken yapının zengin tarihini elden bırakmamak olarak belirlenmiş.
Galeri yenilenirken doğal ışık olabildiğince içeri taşınmış. Galerinin 14 metre yüksekliğindeki tavanlarını destekleyen çelik sütunlar ve kirişler, alanın dikeyliğini vurguluyor. Bu durum, sütunların ahşap dolguyla vurgulanmasıyla binanın yapı elemanlarında yaratılan çarpıcı görsel etki sayesinde başarılmış.
Sahaya özgü niteliklerin incelenmesinin yanı sıra proje, özel marangozluk ve imalat gerektirmiş. Detaylar, projeye özel olarak uygulanmış. Aynı zamanda tutarlı bir tasarım dili oluşturulmuş ve seri üretimden olabildiğince kaçınılmış. Özel imalat detaylara verilen önem, tasarımın ilk aşamasından itibaren vazgeçilmez bir prensip olmuş. Bu durum da mekan tasarımındaki ayrıntıların kusursuz bir uyum yakalamasını sağlamış.