Arama yaptığınız metin en az 3 karakter olmalıdır.
Örnek: Modernizm, Söyleşi, Mimarlar Konuşuyor

Geçicilik Deneyimleri

Festival ve sergi alanlarında çok sayıda geçici strüktür tasarlayan BARN arch kurucuları Ağacan Bahadır ve Tümer Keser, bu alandaki tecrübelerini, malzeme deneyimini ve üretim süreçlerini anlattılar.

Ezgi Tezcan: BARN arch, tasarım alanında farklı ölçekleri sentezleyen bir üretim pratiğine sahip. Bu modelin ardında yatan fikirler neler, nasıl ortaya çıktı bu yapı?

Ağacan Bahadır: Başlangıç noktalarımızdan bir tanesi, festival alanlarındaki ihtiyaçların tespit edilmesi ve bu ihtiyaçların karşılanmasıyla ilgili taleplere cevap vermekti. Özellikle yurtdışında yapılmış işleri de takip ederek geçici mekan ve strüktürler özelinde buradaki potansiyeli değerlendirmeye çalıştık. Bu potansiyelin dışında farklı özellerde işler yaptık ancak işlerimizin kilit noktasını geçici strüktürlerin çeşitli malzemeler ve farklı ölçeklerde incelenip bu ölçeklerin birbiri içinde değerlendirilebilmesi hali oluşturuyor. Bu sayede hem farklı hem de benzer malzemelerin çeşitli ölçeklerde gösterdiği performansları değerlendiriyoruz. Malzemelere ve üretime karşı duyduğumuz heyecan, lisans eğitimimizden beri devam ediyor ve bunların tamamı BARN arch’ı oluşturuyor. Neticede kurduğumuz işler ve ilişkiler de bu doğrultuda devam ederek, malzemelerin ve farklı ölçeklerin çokça denenmesi ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bizim heyecanımız da aynı şekilde işlere yansıdı diye düşünüyorum. Farklılık talebiyle değil, sürecin doğallığı içerisinde bu şekilde devam ediyoruz.

Ezgi Tezcan: Geçici mekanların hem tasarımı hem de deneyimlenmesi çok kısa süreçlerde gerçekleşiyor. Özellikle deneyimi kurgularken nasıl bir yol izliyorsunuz, olmazsa olmazlarınız neler?

Tümer Keser: Çalıştığımız mekanda nelere ihtiyaç duyulduğu öncelikli meseleyi oluşturuyor, eksikliğini hissettiğimiz bir eylemler dizisi ortaya çıkıyor. Yaptığımız işlerin birden fazla işlevi barındırmasına, strüktürün bu ihtiyaçlara çok yönlü cevap vermesine özen gösteriyoruz ama bunu yaparken de karmaşık bir dünya yaratmaktan uzak durmaya çalışıyoruz; kavramsal bir denge oluşturmaya çalışıyoruz. Başlangıçta o yerin verileri tasarımı biçimlendiriyor.

Etkinlik alanları için tasarladığımız geçici mekanları her şeyden önce bir prova alanı olarak değerlendiriyoruz. Araştırmalarımız doğrultusunda kullanmayı planladığımız malzemeleri denediğimiz bir atölye var, oradaki ustaların, iş bilen insanların yapma bilgisi ve yorumlarıyla tasarımı zenginleştirecek öneriler de ortaya çıkıyor. Birlikte yapma halini seviyoruz.

Stabil hava şartlarını gözeterek denemeler yapıyoruz; iki gün boyunca tek bir hava şartına göre o malzemenin performansını ölçüyoruz. İnsanlar yerleştirme ile fiziksel etkileşime geçiyor ve biz onları uzaktan takip ediyoruz. Geçici bir strüktür yaratmanın en büyük dezavantajı mı -yoksa avantajı mı demek gerek bilmiyorum- yarattığımız kurgu gerçekleşiyor mu diye onu takip etmek zorundayız. Bunu da fotoğraf, video ve insansız hava aracı çekimleriyle yapıyoruz ki elimizde geniş bir veri oluşsun. Bu strüktürlerde sürecin kısa olması sebebi ile buna mecbur olduğumuzu fark ettik. Şantiye süreçlerinde ne kadar mesajlaştığımızı dahi kayıt altına almaya başladık.

Ağacan Bahadır: Özellikle geçici mekanlarda süreci tekrardan yazmak söz konusu oluyor. Genellikle üretimi ve kurulumu gerçekleştirirken saat bazında konuşuyoruz ki bu durum kullanım ve söküm süreleri için de aynı şekilde. Dolayısıyla operasyon ve kurgu anlamında olmazsa olmazlar muhakkak var ve bunları, hem bir sonraki projede kendi programımızı yazarken ulaşmak hem de o yapma bilgisinin ofis içinde ve dışında aktarılması için mutlaka arşivliyoruz.

Tasarımlarımızda dikkat ettiğimiz bir diğer konu da kullanıcı davranışları. Örnek olarak festival alanları ve sergi mekanları arasında, kullanıcı profili bakımından ciddi fark var. Bunu da tasarıma dahil etmek gerekiyor. Bir tarafta malzemeye temasta bile tereddüt varken diğer tarafta ise hayal dahi edemediğiniz davranışlarla karşılaşabiliyorsunuz.

Ezgi Tezcan: Üzerinde çalıştığınız ölçek bağlamında, mesleki olarak iletişim ve etkileşim kanallarınız neler peki? Benzer oluşumlarla ya da farklı disiplinlerle birliktelik kurma şansınız oluyor mu?

Tümer Keser: Kendi disiplinimizle aktif bir etkileşim kurabildiğimizi söyleyemem. Daha çok konularında özelleşmiş insanlarla etkin iletişimi sürdürüp birlikte proje yapabiliyoruz. Örneğin aydınlatma konusunda işin uzmanlarıyla görüşüp proje özelinde çözümleri birlikte geliştiriyoruz. Açıkçası son altı aydır mimarlar ve ürün tasarımcılarıyla birlikte çalışma fırsatı yakalamaya başladık, onun öncesinde böyle bir olanağımız fazla olmadı. Çok kısa süreler içinde, ürün tasarımcıları için üst, mimarlar içinse alt ölçekte işler gerçekleştiriyoruz; bu nedenle de iletişim kurmak, ortak bir dil bulmak çok kolay değil ancak ürün tasarımı, mimarlık, iç mimarlık ve peyzaj mimarlığının disipliner birlikteliği bizim için bir heves değil, zorunluluk.

Ağacan Bahadır: Açıkçası, kendi işleyişimiz ile çok benzer bir durumla karşılaştığımızı pek söyleyemem. Daha çok üreticiler ile içli dışlıyız. Ürün tasarımı ve mimarlık alanlarının birbiri içine geçmesi, akademiden yeni mezun olunan zamanlarda daha mümkün görünen şeyler ama insanlar profesyonel yaşamda birtakım alışkanlıklar edinmeye başlıyorlar ve tekrar farklı işleri yürütebilme kabiliyetinden uzaklaşmış oluyorlar. Bu durumda kendi içimizde biraz ezber bozuyoruz.

Ezgi Tezcan: Malzemeye bu denli çok temas ederken malzeme döngüsü konusunda nasıl bir yaklaşım izliyorsunuz? Kurulumu ve sökümü yaptıktan sonra ne oluyor malzemelere?

Tümer Keser: Bu kendimizi geliştirmeye çalıştığımız ve üzerine kafa yorduğumuz bir durum. İş bittikten sonra ne yapılacağı konusunda öncelikle müşterilerimizle konuşuyoruz. Peyzaj öğelerini özellikle, saksılara yerleştirip onların ofislerinde kullanabiliyoruz. Geri kalanları genellikle atölyeye götürüp yeniden kullanılabilir miyiz diye bakıyoruz. Birçoğunu kendi ofisimize getiriyoruz, numune olarak saklıyoruz. Kütüphanemiz kitaplardan çok menteşeler, ahşap çeşitleri, taşıyıcı profillerden oluşuyor.

Bazı işleri de birçok kez kurulup kullanılacak şekilde tasarlıyoruz. Malzemeyi ve birleşim detaylarını buna göre çözümlüyoruz; hacmi değişebilecek şekilde kurguluyoruz. O bambaşka bir süreç haline geliyor. En çok keyif aldığımız ve içimizin rahat ettiği süreç de bu oluyor. Dönüştüremediğimiz malzemeler de var, örneğin kimyasalların çok olduğu plastik malzemeler.

Ağacan Bahadır: Dönüştürülebilirler elbette ama takibini yapmakta güçlük çekiyoruz. Öte yandan çok hasar gören birimler de oluyor. Dönüşüm takibi zor olan malzemelerden tasarım aşamasında imtina etmeye çalışıyoruz. Bu konuda gelişen bilinç ile, biz de üretimini yaparken daha en baştan malzemelerin yeniden kullanılma durumunu gözetiyoruz.

Bu Ayın Bülteninden

50d72bef2bea3e8af7f5d59e3e3c121e (1)
Proje

Ardışık Geometri

Kengo Kuma tasarımı Kyushu Geibunkan Toplum Merkezi, formunu tanımlayan modüler üçgen geometrisi sayesinde yeni eklerle çoğalmaya açık bir mimariye sahip. Çevredeki yerleşim dokusunun çağdaş bir dille yorumlandığı yapı, esnekliği malzeme seçkisinde de vurgulayarak çok sayıda farklı ürünü bir araya getiriyor.

İncele Angle Right
b4307b5601c5febe9a2ccdfe9268ab6f
Söyleşi

Mimarlıkta Teori ve Pratiğin Sürekliliği

Kalebodur'la Mimarlar Konuşuyor programında Celal Abdi Güzer'in konuğu olan Kerem Yazgan, kariyeri boyunca akademiyle sürdürdüğü ilişkiyi anlatıyor ve mimarlık eğitiminden mesleki pratiğe taşınanları tartışıyor.

İncele Angle Right
f030269c9dce853f9500abca2d3fe57a
Haber

Farklı Kaydet / Save As

SALT Araştırma Mimarlık ve Tasarım Arşivi'nin Kalebodur desteğiyle düzenlediği etkinlikler kapsamında, dijital ortamda üretilen belgelerin arşivlenmesine odaklanılan “Farklı Kaydet / Save As” panelini MVRDV ortağı Jan Knikker, Het Nieuwe Instituut küratörü Suzanne Mulder ve University of Amsterdam öğretim üyesi Annet Dekker'ın katılımıyla gerçekleştirildi.

İncele Angle Right
e21d736f0378acb806174da105f81d31
Haber

Küçük Banyolara Akıllı Çözümler Tasarım Yarışması

Üniversitelerin Mimarlık Fakülteleri ile ortak projeler yürüten Kalebodur, İstanbul Kültür Üniversitesi işbirliği ile öğrencilerin yaratıcılığını destekleyen bir tasarım yarışması düzenlendi. “Kazanmak için büyük düşün, küçük tasarla” sloganıyla açılan yarışmada küçük banyolar için akıllı çözümler arandı.

İncele Angle Right