“Yarının Florida’sı”
La Grande Motte, uzun zamandır sahil şeridinin beton yapılaşmasını simgeleyen ve popüler turizmin klişelerini temsil eden bir yer olarak biliniyor.
Ancak, Jean Balladur’un 1963 yılında hayal ettiği fütüristik şehir, çevresel kentçilik modelinin bir örneği olarak öne çıkıyor. Bu model, hem modern hem de doğa odaklı yaşam tarzlarını teşvik ediyor, yaya yaşamını ve güneşin ritmine öncelik veriyor. Balladur, Teotihuacan’ın Maya piramitlerinden ve Brasilia’nın beyaz beton kıvrımlarından ilham alarak modern mimarinin geometrisini piramit formlarıyla birleştirerek sahil kumulları ve Cevennes dağları ile uyum içinde yeni bir şehir tasarladı.
Peyzaj mimarı Pierre Pillet ise otuz bin ağaçlık bir orman tasarladı ve elli yıl sonra, hala eşit sayıda çam, çınar ve akçaağaç ağaçları şehri tuz ve rüzgar saldırılarından koruyor. Bugün, La Grande Motte, gökyüzü, toprak ve denizle temas halinde olan yeşil ve mavi bir şehir.
La Grande Motte, çoğunlukla tatilcilerin ziyaret ettiği bir tatil merkezinden, çevresindeki diğer şehirlerle yıl boyunca etkileşim halinde yaşayan gelişmiş bir şehir olma yolunda ilerliyor. Yine de, limanı odak noktası alan şehir merkezi önemli bir yenilemeye ihtiyaç duyuyordu.
Bu noktada da Leclercq Associés devreye giriyor ve mekanın ruhunu yeniden yakalayan ve gelecekteki büyük bölgesel ve sosyal değişimleri öngören iddialı projenin ilk aşamasını sunuyor.
Fotoğraf: Permitin Andrey